Gülüş tasarımı nedir?
Gülüş tasarımı, özünde hastalarımızın hayal ettikleri, aynaya baktıklarında görmek istedikleri gülümsemenin; yüz şekli, ten rengi, dudaklar, dişler ve diş etleri gibi çevre dokular dikkate alınarak hastalarımıza kazandırılmasıdır.
Gülüş tasarımına nasıl başlanır?
Gülüş tasarımına gülümsendiği zaman ortaya çıkan görüntüde ideal bir gülümsemeye kıyasla eksik ya da aşırı olan noktalar, hastamızdan çektiğimiz ön cephe, profil , gülümseme fotoğrafları ve dental röntgenler yardımıyla belirlenerek başlanır.
Yalnızca dişlerin renk, form ya da pozisyonlarından kaynaklanan problemlerin giderildiği, tedavinin dişler ile sınırlı olduğu tasarımların yanı sıra diş etlerinin ufak operasyonlar ile seviyelendirilmesi, dudak dolgunluğu ve kontürünün yeniden şekillendirilmesi gibi yumuşak dokular üzerinde de bir takım düzenlemelerin yapıldığı gülüş tasarımları da vardır.
Gülüş tasarımına ihtiyaç olup olmadığı gülümsemeye dahil olan tüm yapısal unsurlar ve bunlar arasındaki uyum incelenerek karar verilir. Bu aşamada dikkat edilen noktalar ten rengi, yüz şekli, dudak formu ve desteği, diş eti seviyesi ve diş eti sağlığı, dişlerin görünme miktarı, renk, form ve pozisyonlarıdır.
Gülüş tasaramında baş vurulan temel tedavi seçenekleri;
- Beyazlatma(bleaching)
- Kompozit lamina
- Porselen lamina
- Lumineers
- Tam seramik kaplamalardır
Dişlerde var olan çapraşıklıkların derecesine göre ortodontik tedavilerin de uygulanması gerekebilir. Bunun yanı sıra pembe estetik dediğimiz; diş etlerinin seviye farklarının giderilmesi, gülümserken aşırı görünmesi halinde diş etlerinin kısaltılması, esmer bireylerde ya da aşırı sigara kullanımına bağlı olarak diş etlerinde görülen koyu renklerin giderilmesi de temelde uygulanan işlemlerdir.
Gülüş tasarımı için gereken süre yapılması gereken tedavi seçeneklerine göre değişkenlik göstermektedir.
Gülüş tasarımı ağız ve diş sağlığının yanı sıra kişinin kendine olan güveninde artmasını sağlayan estetik bir operasyonlar zinciridir. Bu nedenle gülüş tasarımı maliyeti gerekli görülen tedavilerin türüne göre değişkenlik göstermektedir.